Hoş Geldiniz
Hızlı ve Güvenli Alışveriş
Henüz Üye Değil Misiniz?
Kolayca Üye olabilirsiniz

Stra-Genetik Oyunlar Kitabı

Kategori
Fiyat
302,25 TL + KDV
302,25 TL
241,80 TL
Aynı gün kargo
İlgili yasa ve reklam yönetmelik kurallarına uyularak endikasyon ve hastalık adı belirtilerek besin destek ürünleriyle ilgili tanıtım yapılmamaktadır. Ürünlerimiz ilaç değil bitkisel besin destek ürünüdür.

 

 

BİRKAÇ KELAM...
 
Bu araştırma, ulusal ve uluslararası kitap, dergi, gazete ve internet
sitelerinden araştırılarak, bilgi birikimimizin de katkılarıyla trajik olayları aklı
gözüne inenlere göstermekte ve unutkanlığı olanlara kalıcı bir hatırlatma
yaparak göz ardı edilmeye çalışılan gerçekleri göz önüne sererek yapılan
bir araştırmadır.
Son zamanlarda hastanelere hiç gittiniz mi? Hastanelerin hemen her
köşesinde derdine derman arayanların birbirleri ile dertleştiklerini ve çare
aradıklarını görürsünüz. Çoğu müzmin hale gelmiş hastalığına çare
bulamadığı için ne yapacağını bilmez bir halde önüne gelene belki derdine
çare bulabilir ümidiyle hastalığını anlatmakta ve bir anlamda çaresizliğini
böyle ortaya koymaktadır.
Evet, Tıp ilerliyor, ilaç sanayi dev ünitelerde üretim yapıyor ama çaresiz
hastalıklar her geçen gün daha da çoğalıyor. Tıp ilmi bir yandan mevcut
hastalıklara yeni yeni çareler ararken, her geçen gün yeni bir hastalığın ortaya
çıkmasıyla adeta şaşkına dönüyor.
Eskiden bu kadar hastalık yoktu, bu kadar hastane de yoktu. Peki, şimdi
ne oldu da yepyeni hastalıklar birbiri ardına ortaya çıkıyor? Hepatitc,
Sars, Kuş gribi, Domuz gribi, Kırım Kongo, Kanser ve daha birçok
hastalığa yakalananlar çaresizlik içinde o hastane senin, bu hastane benim
koşup duruyor.
Peki, bu tür hastalıklara sebep olan etkenler nelerdir?
Niçin insanlar her geçen gün farklı bir hastalığın pençesine düşerek
kıvranıyor?
Hastalıklar için üretilen ilaçlar niçin tedavi etmiyor?
Dev araştırma hastaneleri kuruluyor, binlerce doktor yetişiyor ama insanlar
niçin yine çaresizlik içinde kıvranıyor?
Bu tür soruların cevaplarını bulmak oldukça zor. Ama görünürde bunun
başlıca sebeplerini birkaç maddede toplamak mümkün görünüyor.
Öncelikle insanlar koruyucu hekimlik denilen bir uygulamadan haberleri
bile yok. Hastalık gelmeden önce hastalığı önleyici tedbirlerin alınmaması
birçok hastalığın meydana gelmesini hızlandırıyor.
İkinci olarak hastalık geldikten sonra yapılan tedavilerin yetersiz kalışı söz
konusu oluyor. Ortodoks Tıp anlayışı hastalık geldikten sonra hastalığı lokal
olarak tedavi etmenin yoluna gidiyor; bu da verilen ilaçlar bir hastalığı yok
ederken insan vücudunda yeni hastalıkların oluşumuna sebep olacak tahribatlara sebep oluyor. Yani tam anlamıyla kaş yapalım derken göz çıkarılıyor.
Üçüncüsü, kullanılan ilaçların içeriklerinin yeterli olmayışı ve sahte üretilen
ilaçlar da hastalıkların tedavisini engelliyor ve birçoklarını zamanında tedbir
alınmadığı için kronikleştiriyor.
Dördüncüsü, insanların beslenmesindeki problemlerden kaynaklanan
hastalıklar her geçen gün daha da artıyor. Yiyeceklerin sağlıksız oluşu,
ömürlerini artırmak için içlerine katılan katkı maddelerinin insan sağlığına
zararlı oluşu, meyve ve sebzelerin tohumlarının genetik yapılarıyla oynanarak
farklı üretimler yaptırılması da insanları hasta eden etkenlerin
arasında bulunuyor.
2008 yılında yayınlanan Dünya finans raporuna göre para piyasalarının
yaklaşık yüzde 10 ile yüzde 15’inin sağlık sektöründe veya bağlı sektörlerde
dönüşüm yaptığını düşünürseniz bu hususta oynanan oyunların
neden büyük olduğunu daha iyi anlamış olursunuz.
Bugün ise, sağlık alanında, dünyada ve bilhassa Türkiye’de dönen sektör
direkt ve dolaylı olarak ele alındığında yüzde 50’leri aşmaktadır. Bazı uluslar
arası kuruluşların Türkiye’ye yardım diye mi, yoksa ilaç ve hastaneye
bağımlı insanlar artsın diye mi bilinmez, bu sektörün desteklenerek
atalarımızın "Biz hastalanmayız ki” diye gen yolladığı düşünüldüğünde,
ülkemizin "ilaç” ve "hastane” cenneti yapılsın diye alınan "gizli kararlar”
acaba kimin eliyle uygulandırılıyor. Herkes başını iki eline alsın ve
düşünsün.
Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) tehlikesi ise, insanlık için gelecekte
büyük tehlike oluşturuyor. İlk olarak 1996 yılında üretilen GDO’lu
ürünlerin insan sağlığını çok ciddî oranda tehlike altına aldığını bütün uzmanlar
ve yapılan araştırmalar gözler önüne seriliyor. Ülkemize denetimsiz
giren bu ürünlerin kısırlık yaptığının ilmi olarak desteklendiği göz önüne
alınırsa insan sağlığına ne gibi zararları olduğu daha açık ortaya çıkmış
olur. Dini açıdan da sakıncalı içerikler taşıyan GDO’lu ürünlerin gelecekte
insanlığa ne gibi sürprizler yapacağı da belli değildir.
Geçtiğimiz yıllarda özellikle yabancı bazı devletlerin baskılarıyla çıkarılan
Tohum Yasası’nın ülkemizde bulunan bitki türlerini bitirme projesi olarak
çıkarıldığının iddia edilmesi de üzerinde ciddiyetle durulması gereken
konuların arasında yerini almıştır. Çıkarılan yasa sebebiyle kendi kendine
yeten bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin bugün dışarıdan tarım ürünleri ithal
eder duruma düşmesi çok manidardır.
Eğer tedbir alınmazsa kısa zamanda tütünde, pamukta, mısırda ve diğer
birçok tarım ürününde dışa bağımlı hale gelmemizin kaçınılmaz olduğunu
uzmanlarımız diye getiriyor.
Dünyamızın ve bahusus ülkemizin üzerinde dolaşan kara bulutlardan biri
de belli güç merkezleri tarafından üretilen ve kullanılan Biyolojik silahlar ve
bunlarla yapılan savaşlardır. Bugün gelişmiş birçok ülkenin HIV Virüsü,
SARS, Kuş Gribi, Zehirli Keneler, Domuz Gribi vb. "Biyolojik Silah”
kullandığı artık biliniyor. Geçtiğimiz yıl "Domuz Gribi” hastalığında oynanan
oyunların "Yüzyılın En Büyük Tıp Skandalı” olarak kabul edilmesi bunun
tipik bir örneğidir.
Bugün kullanımı özellikle bayanlar arasında çok yaygın olan kozmetik
sanayisinin ürünlerinin hiçbir faydasının olmadığı ve çoğunun belli güç
merkezleri için üretildiği konuşuluyor. Kozmetiğin anası olarak bilinen Helena
Rubinstein’ın hiç kozmetik ürün kullanmadığı ve bütün bunları "Büyük
İsrail İçin” yaptığını vurgulaması ve birçoğunun kanserejon madde taşıması
bu hususta nasıl bir oyunla karşı karşıya kaldığımızı gözler önüne sermektedir.
İnsanımız sağlık açısından da büyük tehdit altında bulunuyor. Öyle ki kimse
yediklerinin içeriğinde ne olduğunu bilmiyor. İnsanlarımız bu hususta
aldatılıyor ve bir anlamda her an bir gıda terörü ile karşı karşıya kalıyor.
Çocukların yiyeceklerine katılan maddelerin çoğunun kanser yapıcı özellikte
olduğunu bütün uzmanlar haykırıyor ama bu husustaki denetimsizlikten
dolayı kimse bir şey yapamıyor. Ürünlere katılan katkı maddelerinin
çoğunun hayvan kökenli ve birçoğunun da domuz katkılı olduğu nazara
alınırsa nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuz kendiliğinden ortaya
çıkıyor.
İnsanımızın karşı karşıya olduğu tehlikeler sadece bunlarla sınırlı değil elbette.
Bugün içki satışlarının maalesef arttığı bir gerçek. Alkol doğacak nesilleri
bile tehdit edip, ruh sağlığı bozarken bu derece artması ister istemez
endişeleri de beraberinde getiriyor. Bugün trafik kazalarının büyük
çoğunluğunun alkolden meydana geldiği düşünülürse, devletin bu hususta
önemli engelleyici tedbirler alması gerektiği kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Alkoldeki aynı tehlike çağımızın en büyük problemlerinden biri olan
uyuşturucu ve yine çağımızın vebası olan sigara hakkında da geçerli.
Uyuşturucu kullanma yaşı her geçen yıl düşerken, sigara içenlerde meydana
gelen sağlık problemleri devasa boyutlara çıkıyor.
Kumar Toplumsal Bir Felâket olan kumar da insanımızı tehdit etmeye
devam ediyor. Anayasa insan sağlığını korumayı emrediyor ama, maalesef
kumar birçok kurum tarafından adeta teşvik ediliyor!!!
Alkol, uyuşturucu, kumar, sigara ve benzeri zararlı alışkanlıkların önlenmesi
için devletimize, milletimize, medyaya, anne babalara büyük görevler
düşüyor.
KOBİK olarak bizler de insanımızın içinde bulunduğu bu tehlikelere karşı
bir şeyler yapmanın insani bir vazife olduğunun şuuruyla hareket ediyoruz.
Yaptığımız bütün çalışmalar "Sizin en hayırlınız insanlara en faydalı
olanınızdır” prensibinden hareket ederek gerçekleştiriyoruz. Televizyon
programlarımızda, konferanslarımızda, kitaplarımızda ve diğer bütün
çalışmalarımızda şanlı bir geçmişi olan bu necip milletin içine düştüğü
tehlikelere dikkat çekiyor ve bunları bertaraf etmek için gecemizi
gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Bu hususta milletimizin bizden razı
olması bizim için en büyük ödüldür.
Bu anlayıştan hareket ederek diğer eserlerimizde olduğu gibi kaleme
aldığımız bu eserimizde de milletimize hizmeti esas aldık ve bilimsel
gelişmeler ışığında ciddi araştırmalar yaparak bu hususta elde ettiğimiz bilgileri
okuyucularımızla paylaşmayı gaye edindik.

 

                             Ahmet Maranki - İstanbul 2012

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Stra-Genetik Oyunlar Kitabı Stra-Genetik Oyunlar Kitabı,Kitaplar,, Helal Sertifikası Ve %100 Doğallığıyla marankialisveris.com da 852991
Stra-Genetik Oyunlar Kitabı

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.